Amacımız
Agora Speakers International, insanların topluluk önündek onuşma, iletişim, eleştirel düşünce, münazara ve liderlik becerilerini geliştirmeye adanmış, tutkulu gönüllülerden oluşan, kâr amacı gütmeyen, dünya çapında bir kuruluştur.
Misyonumuz
Agora sizi güçlendirerek, daha iyi bir dünya inşa edecek parlak bir iletişimciye ve öz güven sahibi bir lidere dönüştürür.
Sosyal Beceri Eğitimi
İnsanlara, Liderlik odaklı b ir temel beceri kümesi geliştirmelerinde yardımcı oluyoruz:
İşte Agora'da öğrenip geliştireceğiniz becerilerden bazıları:
Sosyal Beceri Eğitimi |
---|
İletişim Becerileri |
---|
Topluluk Önünde Konuşma |
Konuşma Yazma |
Dil Zenginliği |
Yabancı Dil |
Sözsüz iletişim |
Öykü anlatma |
Sunum |
Sahne mevcudiyeti |
Görsel İletişim |
Dil Canlılığı |
|
|
|
|
|
Liderlik Becerileri |
---|
Olumlu Geribildirim |
Danışmanlık |
Vizyon |
Konsantrasyon ve Odaklanma |
İkna |
Risk Alma |
İç görü |
Uzlaşma |
Başkalarını motive etme |
Koçluk |
|
|
|
|
|
Eleştirel Düşünme |
---|
Münazara |
Argümantasyon |
Araştırma |
Entelektüel Dürüstlük |
Problem Analizi |
Bilimsel Bilgi |
Merak |
Mantıklı Düşünme |
Yaratıcılık |
Bilişsel Esneklik |
|
|
|
|
|
Kişiler Arası Beceriler |
---|
Empati |
Dinleme |
Sosyal Bilgi |
Hassaslık |
Tutku |
İletişim Yönetimi |
Arabuluculuk |
İlişki İnşası |
|
|
|
|
|
|
|
Kişisel Karakter Becerileri |
---|
Öz Güven |
Öz Denetim |
Hoşgörü |
Güvenilirlik |
Olumluluk |
Azim |
İyimserlik |
Dürüstlük |
Dakiklik |
Direnç |
Cesaret |
Alçakgönüllülük |
Kararlılık |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yönetim Becerileri |
---|
Planlama ve Programlama |
Delegasyon |
Risk Değerlendirme |
Risk Yönetimi |
Fon Toplama |
Zaman Yönetimi |
Bütçe Yönetimi |
Pazarlama |
Halkla İlişkiler |
Hedef Belirleme ve Takip ETme |
Etkinlik Organizasyonu |
Girişimcilik |
Stratejik Düşünme |
Değişim Yönetimi |
İşe Alma |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Takım Çalışması ve Takım Kurma |
---|
Danışmanlık |
Öğretme |
Anlaşmazlık Çözümleme |
Takım Koordinasyonu |
Çok Kültürlü Takımlar |
Çeşitlilik Farkındalığı |
Ağ Kurma |
Kültürlerarası Yetkinlik |
Etkileşim |
Dâhil Etme |
Bana ne faydası var?
Agora Speakers International'a katılmak size hem kişisel hem de profesyonel hayatınızda her düzeyde ve her türden yarar sağlayacaktır.
İşte Vakıf'ımıza katılmakla elde edeceğiniz yararlar:
- Daha etkili iletişim kurmayı öğreneceksiniz
- Öyküler, anekdotlar, mizah ve duygu gibi araçları kullanarak konuşmalarınızın öne çıkmasını ve etki yaratmasını sağlamayı öğreneceksiniz.
- İnsanları harekete geçirmeyi, küçük ve büyük ekipleri yönetmeyi öğreneceksiniz.
- Öz güveninizi, kararlılığınızı ve çıkarlarınızı koruma becerinizi artıracaksınız.
- Başarısızlıklarla başa çıkmayı, spontane düşünmeyi ve işler beklendiği gibi yürümediğinde doğaçlama yapmayı öğreneceksiniz.
- Çok iyi bir eleştirel düşünür olacak, insanların sizi çıkarınıza ters düşen bir karar vermeye manipüle ettiğini anında fark edebileceksiniz.
- Harika bir dünya çapında, destekçi ve samimi topluluğun üyesi olacaksınız.
- Giderek artan bir hizmet kümesine erişebileceksiniz.
- Bakış açınızı ve ilkelerinizi savunma becerisi kazanacaksınız
- Daha iyi ve daha empati sahibi bir dinleyici olacaksınız
- Topluluğunuzda ve dünyada kalıcı, olumlu bir etki yaratabileceksiniz.
Ya bir topluluğun önünde konuşmuyorsam?
Topluluk önünde konuşma tekniklerinin ve eğitiminin yalnızca bir seyirci kitlesi karşısında yararlı olduğu, yanlış bir düşüncedir. Aslında gerçeklerden bu kadar uzak başka bir şey olamaz. Programımızda ilerledikçe göreceksiniz ki iletişim tarzınız yalnızca mesleki değil kişisel alanda da, bire bir etkileşimlerde bile iyiye gidecek. Fikirlerinizi ifade etmekte, başkalarını dinlemekte, akıl yürütürken düştükleri yanılgıları ve hataları saptamakta, anlaşmaya varmakta ve genel olarak çok daha zengin ve ikna edici bir bağlama sahip olmakta daha iyiye gideceksiniz.
Öğrettiğimiz ve eğittiğimiz beceriler…
- …insanlara mesleki ve kişisel düşlerinin peşine düşme gücünü kazandırmak.
- …çevrelerinde gerçek ve olumlu bir etki bırakan liderler yaratmak.
- …kolayca manipüle edilemeyen, daha bilinçli vatandaşlar yaratarak daha güçlü ve sağlıklı bir toplum elde etmek.
Hayatınızın her alanında insanlarla iletişiminizdeki gelişimi görecek ve daha da önemlisi, sonuç almaya başlayacaksınız. Üstüne üstlük bunlar hemen gerçekleşecek. Kulüp toplantılarına ayda en az iki kez gidip katılım gösterirseniz sadece 3-4 aylık zaman zarfında ne kadar iyiye gittiğinize kendiniz de inanamayacaksınız.
Bu, neden önemli?
Geliştirmenize yardımcı olduğumuz sosyal beceriler iş yerinde ve genel olarak hayatta başarıya kavuşmada kritik öneme sahiptir ve bu iddiayı destekleyen sayısız araştırma mevcut:
- "Hard evidence on Soft Skills" (Sosyal Becerilere Dair Somut Kanıtlar) adlı çalışmalarında Heckman ve Kautz, mesleki ve kişisel hayatınızdaki biçrok şeyin doğrudan sosyal becerilerinizle ilişkili olduğunu ortaya koydu. Bir başka deyişle, "sosyal beceriler hayattaki başarıyı belirliyor."
- İşverenler sosyal becerileri düzenli olarak (özellikle de iletişim becerilerini) herhangi bir iş adayının en çok arzulanan özellikleri arasında sıralıyor.
- Indeed.com'tarafından yapılan bir araştırmaya göre, işverenlerin en çok aradığı iki özellik İletişim ve Liderlik becerileri.
- American Journal of Psychiatry'nin çalışması, topluluk önünde konuşma korkusu, sosyal aksiyete biçiminde:
- Üniversiteden başarıyla mezun olma ihtimalinizi %10 azaltıyor
- Potansiyel maaşınızı %10 azaltıyor
- Teknik, profesyonel ya da yöneticilik işi bulma ihtimalinizi %14 azaltıyor.
- Yalnız değilsiniz. Topluluk Önünde Konuşma, %89,4 oranıyla sosyal anksiyete ve sosyal fobinin en önde gelen sebebi.
Ben lider değilim!
Lider olarak "doğmadığınızı" düşünüyor olabilirsiniz. Ya da "bunun için gerekenlere sahip olmadığınızı". Hep utangaç olduğunuzu, kimseyi ikna edemediğinizi.
O zaman çoğu liderin de tıpkı sizin gibi olduğunu öğrenmek sizi şaşırtacaktır.
Lider doğulmaz, lider olunur. Bu sadece hüsnükuruntu da değil. Sayısı giderek artan araştırmalar liderliğin öğretilebilen, eğitimi verilebilen bir şey olduğunu söylüyor.
Liderliğin doğuştan değil sonradan kazanılan bir şey olması, lider olmanın kolay bir şey olduğu anlamına gelmemeli. Bunun için çaba, irade ve disiplin gerekiyor. Kendinize yatırımda bulunmalı, konfor bölgenizin sınırlarını yılmadan ve azimle zorlamalı, karşınıza çıkan ilk engelde pes etmemelisiniz.
Liderlik farklı formlarda olabilir:
- Jeff Bezos ya da Jack Ma gibi, iş becerilerinizle lider olabilirsiniz.
- Albert Einstein, Sam Harris, Jordan Peterson ya da Neil DeGrasse Tyson gibi entelektüel gücünüzle lider olabilirsiniz.
- Thomas A. Edison gibi, çalışmanızla lider olabilirsiniz
- John F. Kennedy gibi karizmanızla lider olabilirsiniz
- Nelson Mandela gibi, fedakârlığınızla lider olabilirsiniz
- Papa 2. John Paul ya da Mahatma Gandhi gibi, ilkelerinize bağlılığınızla ya da inancınızın gücüyle lider olabilirsiniz.
- Rahibe Teresa ya da Galler Prensesi Leydi Diana gibi, tutkunuzla lider olabilirsiniz.
- Martin Luther King gibi tutku ve inançla lider olabilirsiniz.
- Rosa Parks ya da Greta Thunberg gibi, haklarınızı savunarak lider olabilirsiniz.
- Elbette Napoleon Bonaparte gibi askeri dehanızla da lider olabilirsiniz ama bu becerilerinizi, sorunları barışçıl yöntemlerle çözmede kullanmanızı tercih ederiz.
"Liderlik özelliklerinin" tümüne birden sahip olmanız gerekmez. Liderliğe giden sayısız yol vardır.
Ronald Reagan ya da Barack Obama gibi konuşmak, Martin Luther King gibi liderlik etmek mi istiyorsunuz?
Eğer öyleyse size hem iyi hem de kötü haberlerimiz var. Kötü haber şu ki bu kişiler gibi konuşamazsınız. Tarihte tek bir Ronald Reagan vardı ve o olamazsınız. Kusura bakmaıyn. Barack Obama da olamazsınız. Hiçbir ünlü konuşmacının ya da liderin kendisi olamazsınız. Bu da iyi bir şey çünkü topluluk önünde konuşan herkes Romalı hatip Marcus Tullius Cicero gibi konuşsaydı bir düşünün, dünya ne kadar berbat, tekdüze ve sıkıcı bir yer olurdu. Lincoln, Churchill, Reagan, Obama, Luther King ve daha nicelerinin yerine elimizde Cicero'nun yüz adet kopyası olurdu.
İyi haber şu ki kendiniz olabilirsiniz. Dünya tarihinde şu ana kadar sizin gibi biri olmadı, olmayacak da. Kendi topluluk önünde konuşma ve liderlik tarzınızı kendi kişiliğinizle, kendi karizmanızla geliştirebilirsiniz. Sizi benzersiz kılacak olan da işte bu.
Agora'da başka birisini taklit etmeye çalışmaktansa kendi tarzınızı bulup geliştirmenize büyük önem veriyoruz. Birçok büyük insanın liderlik ve konuşma tarzlarını inceleyecek, beğendiğiniz fikirleri ve yaklaşımları alacaksınız. Retorik, argümantasyon, yönetim ve iknanın temel araçlarını öğrenecek, sonra tüm bu parçaları bir araya getirerek kendi eşsiz tarzınızı inşa edeceksiniz.
Fark yaratamam!
Dünya o kadar berbat bir halde ki muhtemelen bir fark yaratamayacağınızı düşünüyorsunuzdur. Sorunlar büyük ve aşılmaz görünüyor. Baskı, şiddet, iklimsel değişim, fakirlik, ayrımcılık ve savaşlar var. Bir insan, özellikle de gereken güce, bilgiye, nüfuza ya da becerilere sahip değilse nasıl fark yaratabilir?
Bununla birlikte dünyanın sorunlarını çözmeniz gerekmiyor. Fark yaratmak için tek yapmanız gereken bir kişinin küçük bir sorununu çözmektir
Bazen de bir problemi sırf düşünmek yerine harekete geçmekle bile inanılmaz bir şey deneyimleyeceksiniz.
Yıldız Fırlatıcı
(Loren Eiseley'nin özgün öyküsünden kısaltılarak uyarlanmıştır)
Costabel kıyıları yaşamın çöpleriyle doluydu. Kabuklar rüzgârın oluşturduğu şeritlere saçılmıştı, derinliklerde kendine yeni bir yuva arayan bir münzevi yengeci, kendisini paramparça etmek üzere martıların bekleştiği sahile çırılçıplak savrulmuştu.
Önümde, inanılmaz kusursuzlukta devasa bir gökkuşağı pırıltılar saçarak ortaya çıkıvermişti. Gökkuşağının ayağına doğru bir yrlerde bir insan silüeti gördüm, bana, durduğu yerin farkında olmasa da gökkuşağının içinde gibi görünüyordu. Gözlerini kumdaki bir şeye dikmiş, bakıyordu.
Nihayet baktığı nesneyi eğilip aldı ve kırılan dalganın ötesine fırlattı. Düzensiz zeminde neredeyse sekiz yüz metre yolu bata çıka ona doğru yürüdüm.
Yanına vardığımda gökkuşağı ilerimize çekilmişti ama adamın yüzündeki değişken ışıklarda gökkuşağının renginde bir şeyler hâlâ geziniyordu. Adam yine çömelmeye başlamıştı.
Kum ve mil dolu bir su birikintisinde kollarını katı bir şekilde yukarı uzatmış, bedenini boğucu balçıktan uzak tutmaya çalışan bir deniz yıldızı duruyordu.
"Hâlâ sağ," dedim.
"Evet," dedi ve hızlı ama nazik bir hareketle deniz yıldızını alıp başımın üstünden ta denize doğru döndürerek fırlattı. Deniz yıldızı sular saçarak battı ve deniz bir kez daha kükredi.
"Yaşayabilir," dedi, "şayet kıyıdan uzağa çeken akıntı yeterince güçlüyse." Kibarca konuşuyordu ve bronzlaşmış, yıpranmış yüzünde ışık hâlâ gidip geliyor ve renkleri belli belirsiz değiştiriyordu.
"Çoğu kimse buraya kadar gelmez," dedim ansızın sözleri bulamayıp utanarak. "Topluyor musun onları?"
"Sadece böylelerini," dedi hafif bir sesle ve kıyıdaki döküntüleri eliyle işaret etti. "Sadece canlılar için." Yine eğildi, merakımın hiç farkında olmadan bir başka yıldızı daha güzelce suya fırlattı.
"Deniz yıldızları," dedi, "çok güzel fırlatılıyor. İnsan onlara yardım edebilir."
"Sahilde ölmekte olman o kadar çok deniz yıldızı var ki. Bir tanesini kurtarmışsın, kurtarmamışsın. Ne fark eder?"
"O yıldız için bütün dünyayı değiştirdi".
Sahildeki bir kıvrıma yaklaşırken döndüm ve onun bir yıldızı daha fırlattığını, doymak bilmeyen çalkantılı suyun üstünde ustaca sektirip ta uzaklara yolladığını gördüm. Bir an için, değişen ışıkta büyümüş gibiydi adam; adeta daha büyük yıldızları tutup daha büyük bir denize fırlatıyordu. Öyle ya da böyle, bir tanrının duruşu vardı onda.
(...)
Yıldız fırlatıcıyı ötemizdeki bir diyara uzanırmış gibi duran bir kara çıkıntısının üstünde buldum. Yağmurla ıslanmış sabahta o rengârenk gökkuşağı hâlâ saklanıyor ve onun ötesinde kararsıza titreşiyordu. Sessizce eğildim ve hâlâ sağ bir deniz yıldızını yerden aldım. Tüplü ayaklarıyla parmaklarımı çekingen bir tavırla yoklarken tıpkı gerçek bir yıldız gibi, ağ kalmak için sessizce haykırıyordu. Deniz yıldızını normal olmayan bir netlikte gördüm ve döndürerek uzağa, ta dalgaların içine fırlattım. Bir kez ve kısaca konuştum. "Anlıyorum," dedim. "Beni de bir yıldız fırlatıcı say." Ardından düşünmeye başladım. O, artık yalnız değil. Bizden sonra da başkaları olacak.
O ilk deniz yıldızını yerden alıp, izleyenlerin şaşkın bakışları arasında denize geri fırlatmak cesaret gerektirir .Anlamsız görünebilir ama sadece o yıldız için büyük bir fark yaratmakla kalmamış, başkaları için de örnek olmuş olursunuz. "Yaptığın hiçbir şey, bir şeyi değiştirmeyecek" diyen o zihinsel engelleri aşmış ve vurdumduymazlığı eyleme dönüştürmüş olacaksınız. İlk adımı attıktan sonra, sizi örnek alan başkaları da katılacaktır. Hemen katılmayabilirler çünkü çoğu kişi, şüpheci yaklaşmayı öğrendiği için, ilk engelde vazgeçecektir. Ama eğer dayanırsanız, mantıklı olanı yaptığınıza inanırsanız diğerleri illaki size katılacaktır. Yuvarlamaya başladığınız kartopu gitgide büyüyecek, ivme ve destek kazanarak sonunda durdurulması olanaksız bir değişim dalgasına dönüşecektir.
Bu, geleneksel bir kendini iyi hissettirme ve motivasyon öyküsü değil. Gerçek hayatta sürekli tekrarlanıyor. Fakat ilk adımı siz atmalı, yaptığınız şeye inanmalı ve direnmelisiniz.
Mumbai'deki Versova Kumsalı'nın dönüşümü
(CNN'in özgün haberinden)
"Yeni daireme iki yıl önce taşındım ve kıyıdaki plastikleri gördüm. 1,5 metreden yüksekti. Plastiğin içinde boğulmak mümkündü," dedi Shah, CNN'e. "Oraya gidip bir şey yapacağım, dedim. Çevremi korumalıyım ve bunun için de harekete geçmek gerekiyor."
33 yaşındaki Shah, bir komşusunun yardımıyla 2015'te kumsalı temizlemeye başladı. Ona Versova sakinleri, varoşlarda yaşayanlar, politikacılar, Bollywood ünlüleri ve okul çocukları gibi 1.000'den fazla gönüllü zaman içinde katıldı.
Gönüllüler ayrıca kumsalda 52 adet umumi tuvaleti temizleyip 50 adet Hindistan cevizi ağacı diktiler. Shah, oraya 5.000 Hindistan cevizi ağacı dikmeyi ve burayı "eskiden olduğu gibi bir Hindistan cevizi lagününe" dönüştürmeyi planladığını söylüyor.
21 aylık sürede Afoz Shah'ın liderliğindeki gönüllüler 2,5 kilometrelik bir sahil şeridinden 5,3 milyon kilogram çürümüş plastik topladılar.
Birleşmiş Milletler'in "dünyanın en büyük sahil temizleme projesi" olarak adnlandırdığı Versova'nın çöplükten muhteşem bir yere dramatik biçimde dönüşmesi, tüm Hindistan'da viral bir habere dönüştü ve yorum bırakanlar bu muazzam çabada yerel gönüllülerin rolünü övdü.
Bundan çıkarımız ne?
Agora'nın sağladığı türden sosyal beceriler eğitimi genelde profesyonel seminerlerde binlerce dolara satılıyor. Biz bunu kanıtlanmış ve zevkli bir sistemle ücretsiz olarak sunuyoruz. Bu noktada şunu düşünüyor olabilirsiniz: "İyi de, Agora'nın bundan çıkarı ne?" Bazı insanların şüpheci iç sesi şunu söylüyor da olabilir: "Eğer bir ürün için para ödemiyorsan o zaman ürün sensin". Bununla birlikte verileriniz satılmadan ya da irdelenmeden, bir şeylerden vazgeçmeniz gerekmeden de bir davaya inanan tutkulu gönüllülerin oluşturduğu kusursuz ürünler ve hizmetler var. Wikipedia'yı, Firefox tarayıcısını, Linux işletim sistemini, Khan Academy derslerini, en iyi üniversitelerin halka açık müfredatlarını, tüm TED ve TEDx konuşmalarını ve daha nice şeyi düşünün...
Bir Eğitim Vakfı olarak bundan bizim çıkarımız, hoşgörülü, cesur, insanları şiddetle ya da saldırganlıkla değil de sözleriyle ikna eden, dinleyen ve eleştirel düşünebilen, kolayca manipüle olmayan ve büyük şeyler başarmak için ilham veren liderler oluşturmanın ve şekillendirmenin manevi memnuniyeti.
Nice insana acı, ızdırap ve kayıplar yaşatan sözde bilimlerle savaşmanın manevi memnuniyeti bize yetiyor.
Ayrıca küresel ve kültürel bakımdan farklı, birbirine bağlı bir topluluk oluşturmaktan, insanların bu toplumda öğrenmesinden, gelişmesinden, birbirleriyle dostluk ve hoşgörü sınırları içinde ağ kurmasından manevi bir keyif alıyoruz.
Demokratik toplumların istikrarına katkıda bulunmaktan da manevi bir keyif alıyoruz çünkü eleştirel düşünen, kötü argümanları ve kötü verileri saptayabilen insanların; gücü elinde toplayan, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran ve sahte argümanlarla vatandaşlarının haklarını elinden alan popülist liderlere oy vermek için kolayca manipüle edilemez. Eleştirel düşünebilen insanlar kendi sorunlarından başka bir sosyal grubun, ırkın, dinin, ya da ülkenin sorumlu olduğuna, her şeyin çözümünün şiddetten, saldırganlıktan ya da savaştan geçtiğine kolayca ikna edilemez.
Son olarak, üyelerimizin küresel sosyal projeleri tasarlayıp yönetmesinden, dünyayı her seferinde birer deniz yıldızıyla, birer küçük projeyle daha iyi bir yer haline getirmesinden manevi bir haz alıyoruz. Sözün kısası, üyelerimizin sesini duyuran, liderlik eden ve tarih yazan kişiler olmasından memnuniyet duyuyoruz.